Sebepsiz yorgunluk, uykusuzluk, mutsuzluk hali, sürekli atıştırma isteği mi hissediyorsunuz? Sadece bu belirtilere bakarak birçok kişi size adrenal yorgunluk sendromuna sahip olabileceğinizi mi söylüyor?
Hatta ardından adrenal yorgunluk ile ilgili tükürük testleri öneriyor ve bu hastalık için tedaviye başlamak istiyor.
Peki bu hastalığın gerçek olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Yani artık neredeyse herkesin yaşadığı kronik yorgunluk, uykusuzluk ve mutsuzluk gibi hallerin bir hastalık olmasına gerek var mı?
Bence hayır. Zira güncel yaşam şartları, stres ve Türkiye’nin o ferahlatıcı ?! hali böyle hissetmenize neden olabilir.
Bu yazıda adrenal yorgunluk nedir? sorusundan, adrenal yorgunluk sendromunun özelliklerine, adrenal yorgunluğun gerçekten bir hastalık olup olmadığından, adrenal yorgunluk testi ve tedavilerinden bahsedecek ve birçok soruyu cevaplayacağım.
Hazırsanız başlıyoruz!
Yazı İçeriği
Adrenal yorgunluk nedir?
Adrenal yorgunluk yoğun psikolojik, fiziksel ve mental stres sonucu sürekli halsizlik, mutsuzluk, libido düşüklüğü, uykusuzluk, sürekli acıkma gibi belirtiler ile ortaya çıktığı söylenen hastalığa verilen isim.
Bu hastalığı tanımlayan grup toplumun neredeyse beşte birinde ortaya çıktığını ve daha çok yoğun mental ve fiziksel strese maruz kalan (gece çalışan işçiler gibi) bireyleri ilgilendirdiğini ifade etmişlerdir.
Adrenal yorgunluk sendromu: Gerçek mi?
Adrenal yorgunluğun gerçekliğini tartışmadan önce bu fikrin arkasındaki mekanizmayı sizlere açıklamak istiyorum.
Yoğun stres her zaman kortizol salgılanmasına sebep olur. Kortizol ise böbrek üstü bezinden -ki bu salgı organına adrenal gland da denir- salgılanır. İşte yoğun strese uzun vadeli olarak maruz kalan bireylerde bu salgı bezi yorulur.
Yorulan bez ise artık bir noktada salgı üretemez hale gelir ve sonuç olarak adrenal bezin yorgunluğu yani adrenal yorgunluk sendromu ortaya çıkar.
Metabolizma hakkında bilgisi olmayan bireyler için aslında bu hikaye gerçekten mantıklı. Peki gerçekte durum nasıl?
Vücutta hiçbir salgı bezinin yorgunluğu söz konusu değildir. Vücudunuzda hali hazırda anlık olarak onlarca farklı uyarıya, yüzlerce farklı bölgeden cevap geliyor ve birçok farklı hormon salınıyor.
Ayrıca kortizol gibi stres altında salınımı artan hormonlar bir yana her gün salınımında yükseliş ve düşüş görülen hormonları üreten salgı bezlerinde bir yorgunluk cevabı görmüyoruz.
Sonuç olarak adrenal yorgunluğun gerçek olması mantık ile çelişmekte.
Burada bir parantez açıp adrenal yorgunluk ile adrenal yetmezlik arasındaki farka değinmek istiyorum. Zira işin boyutu bir kelimenin değişmesi ile gerçek bir hastalığa dönüşüyor.
Addison gibi bazı hastalıklarda gerçekten adrenal bezin salgılarında azalma görülür. Bunun sebebi ise fazla çalışma ve yorulma değil, adrenal bezin hücrelerinin hastalık ile beraber zarar görmesidir.
Bu sebeple adrenal yorgunluk ile adrenal yetmezliği karıştırmamak gerçekten önemli.
Ayrıca adrenal yorgunluk sendromunun sıraladığı belirtiler diğer birçok hastalık ile beraber görülmekte. İsterseniz bir tane örnek oluşturalım.
“Ahmet 32 yaşında, obeziteyle yıllardır savaşıyor ve tip 2 diyabet tanısı kondu. Aynı zamanda uyku apnesi var.”
Ahmet’i tanıdınız mı?
İsim değişse bile toplumumuzda Ahmet gibi binlerce insan var. Sonuç olarak Ahmet yüksek kilo sebebi ile uzun süredir hareketsiz, bu onu kronik yorgun yapıyor. Ayrıca otuz yaş bunalımında görülen minör depresyon sahibi ve uyku apnesi onunun sürekli uykusuz kalmasına neden oluyor. Son olarak tip 2 diyabeti Ahmet’in son zamanlarda libido kaybetmesine neden oldu.
Saydığım tip 2 diyabet, yüksek kilo ve uyku apnesi ile beraber size harika bir adrenal yorgunluk tablosu oluşturdum. Peki burada sorunumuz adrenal yorgunluk gibi hayali bir tanı mı yoksa kişinin obezitesi ve uyku apnesi mi?
Bence burada asıl problemimiz obezite, uyku apnesi diyabet ve diğer gerçek hastalıklar. Eğer bu problemleri çözersek sihirli bir şekilde adrenal yorgunluğun geçtiğini göreceksiniz.
Aslında hayali bir tanı oluşturup ardından mantıklı bir çözüm üretmek harika bir yol.
Peki ya adrenal yorgunluk testleri?
Olmayan bir hastalığı teşhis etmek haliyle zor. Eğer adrenal yorgunluk testi adı altında bir şeyler yaptırılmak isteniyorsa bu muhtemelen tükürük testi olacak.
Fakat on binlerce üyesi olan Endocrine Society adrenal yorgunluk testlerinin hiçbirinin gerçek bir hastalığını tespit etmediğini belirtiyor.
Yazdığım yazdıktan sonra geçen sürede onlarca sistematik inceleme yapıldı ve hala adrenal yorgunluk diye bir tanı yok. Hatta var olmadığı artık o kadar net bir şekilde ifade ediliyor ki birçok ülkede yapılan testlerin kaldırılması söz konusu.
Yani eğer gerçekten adrenal yorgunluk diye bir hastalık varsa bile, maalesef şuan biz adrenal yorgunluğu tespit edemiyoruz.
Bu durum adrenal yorgunluk testi adı altında size yapılmak istenen tüm testlerden uzak durmanız anlamına geliyor.
Adrenal yorgunluk tedavisi: Nedir?
Olmayan bir hastalığı tedavi etmek, teşhisinden daha zor olmalı. Ama burada konuşmamız gereken birkaç nokta var.
Bunlardan ilki önerilen yaşam tarzı ile alakalı.
Adrenal yorgunluk ile ilgili önerilen yaşam tarzı değişiklikleri genel olarak mantıklı değişikliklerden oluşuyor. Bunlardan bazıları,
- Uyku düzenine dikkat etmek,
- Kahve, sigara ve çay alımını azaltmak veya tamamen kesmek,
- Doğru beslenme alışkanlığını oluşturmak,
- Egzersiz temposu oluşturmak,
gibi sıralabilir. Bu öneriler oldukça mantıklı olmakla beraber herkesin uyması gereken yaşam standartlarından. Bir söylemin yanlış olması devamında aynı yanlışın devam edeceği anlamına gelmiyor.
İkinci olarak adrenal yorgunluk için bazı supplementler öneriliyor.
Bu suppelementlerden en önemlileri demir, d vitamini ve magnezyum.
Özellikle kadınlarda demir, d vitamini eksiklği yorgunluk ile ilişkili olabilir. Ayrıca magnezyum alımı kişinin daha enerjik hissetmesine yardım edecektir.
Zaten birçok kişide demir ve d vitamini eksikilğinin olduğunu biliyorsunuz. Bu eksiği adrenal yorgunluk tablosu ile bağdaştırarak aslında olmayan bir hastalığı alakasız supplementlerle tedavi etmeye çalışmak ne kadar mantıklı.
Bence tamamen anlamsız.
Adrenal yorgunluk sendromu: Sonuç
Adrenal yorgunluk tanımındaki belirtiler gerçek olabilir ama şuan için adrenal yorgunluk sendromu tamamen bir hayal ürünü. Bu sebeple adrenal yorgunluk testi ve tedavisi altında zaman ve para kaybetmemenizi tavsiye ediyorum.
Eğer sürekli stres altındaysanız ve kötü bir yaşam tarzına sahipseniz yapacağınız yegane şey doğru beslenmek ve egzersiz yapmak.
Egzersiz yapmak özellikle yoğun stres yaşayan bireylerde depresyon sıklığını azaltacaktır. Egzersiz ve depresyon ilişkisini ayrıntılı incelemek isterseniz egzersiz ve depresyon rehberimi okuyabilirsiniz.
Ayrıca egzersiz harici stresi azaltma yöntemlerini şu yazımda paylaştım. Mutlaka okumalısınız.
Hiçbir salgı bezinin yorulmadığı günler dilerim!