Biraz kalçalardan gitsin ama yanaklarım kalsın, göbeğim erisin ama bacaklarım iyi gibi.

Evet bu konuşmalar ve dahasını günlük hayatınızda sık sık duyuyorsunuz. Herkes bölgesel kötü görüntü oluşturan fazlalıklarından şikayetçi ve sadece fazlalıkları hedefliyor. Para tacirleri ise tabi ki boş durmuyor ve bu kadar talebin olduğu bir sektörde rahat bir şekilde hareket ediyorlar.

Merak ettiğinizi biliyorum. Gerçekten bölgesel zayıflama mümkün mü?

Bu yazıda kilo verme mekanizmasından, bölgesel zayıflama mümkün mü? sorusuna, bölgesel zayıflama ile ilgili araştırmalardan, incelme ile zayıflama arasındaki farklara kadar birçok konuya değinecek, soruları cevaplayacağım.

Hazırsanız başlıyoruz!

Bölgesel zayıflama mekanizması

Giriş bölümünde de bahsettim. Birçok fırsatçı bölgesel zayıflama yalanı ile insanları kandırıyor. Kandırılmamak için ise tek yol mekanizmayı öğrenmek.

Yağ yakım mekanizmasının bölgesel zayıflamayı ilgilendiren bölümünü inceleyecek ve bölgesel zayıflamanın ne kadar imkansız olduğunu sizlere açıklayacağım.

Hücreler yağ yakımını zorunlu olmadan başlatmaz. Zira yağ dokusu vücudun en önemli enerji deposu. Bu kaynağı aktive etmek ve parçalamak için çoğu zaman zorlu egzersiz veya diyet gerekli.

Doğru ortam yaratıldığında kan şekeriniz düşer ve hücrelerin hala enerjiye ihtiyaçları olduğu belirlenir. Bu durumda tüm vücutta yağ hücreleri parçalanarak serbest yağ asitleri ortaya çıkartılır ve dolaşıma verilir.

Dolaşımda artan kan yağlarını ihtiyacı olan hücreler alarak enerji olarak kullanır.

Dikkatinizi çekiyorum. Enerji ihtiyacı tek bir bölgede olsa bile, yağ tüm vücutta yakılır. Böyle olmasaydı sürekli enerji ihtiyacı olan bölgeler giderek küçülür ve bir süre sonra enerjilerini karşılayamadıkları için canlılıklarını kaybederdi. Bedeninizin bu kadar basit bir sebep ile organ, uzuv kaybetmeyecek kadar akıllı olduğunu bildiğinizi düşünüyorum.

Bu sebeple vücut yağ depolarını bir havuz olarak düşünmelisiniz. Bu düşünceyi destekleyen onlarca çalışmadan sadece ikisini sizinle paylaşacağım.

Araştırma 1:

Yedi erkek ve dört kadın katılımcı ile belirli bölgeler üzerinde yapılan egzersizin o bölgenin yağ oranına etkisini araştırmak için çalışmaya katılıyor. Araştırmada katılımcılar on iki hafta boyunca haftada üç kez tek bacak için (dominant olmayan bacak) leg press yapıyor.

Araştırma öncesi ve sonrası vücut ağırlığı, kemik yoğunluğu, bölgesel yağ oranı radyolojik yöntemler ile ölçülüyor.

Her gün katılımcılar yaklaşık 960 kere leg press yapıyor. İnanılmaz bir rakam değil mi?

Araştırmacıların bu şekilde fazla tekrar kullanmalarının sebebi eğer bir egzersiz ile bölgesel yağ kaybı ve iki bacak arasında fark olacaksa, onu ölçülebilir hale getirmek.

Araştırma sonunda vücut ağırlığı, kemik yoğunluğu değişmezken total vücut yağı %5.1 azalıyor.

İşin garip tarafı egzersiz yapan ve egzersiz yapmayan bacak arasında yağ kütlesi olarak fark görülmezken en fazla yağ kaybeden bölgenin üst beden olduğu tespit ediliyor.

Araştırma aslında eşsiz bir bilginin yanında birçok insana burukluk bir hediye ediyor. Zira birçok birey yağ kaybedeceğini umarak yıllardır aynı egzersizleri binlerce kez tekrarladı.

Sonuç olarak egzersiz yapan bölge yağ ihtiyacını kendi çevresinden değil tüm vücut üzerinden karşılar.

Araştırma 2:

Karın egzersizi yapmanın karın yağ oranına etkisini araştırmak için on dört erkek, on kadın (18-40 yaş arası) çalışmaya katılıyor. Araştırma başlangıcında katılımcılar kontrol (karın antrenmanı yapmayan) ve karın antrenmanı yapan grup olarak ikiye ayrılıyor.

Altı hafta boyunca, haftada beş gün yedi farklı karın hareketini iki set on tekrar olarak uygulayan ikinci grup ile kontrol (birinci) grup karşılaştırılıyor.

Karşılaştırma sonucunda her iki grupta,

  • Karın derisi kalınlığı,
  • Bel kalınlığı,
  • Karın yağ oranı,

ölçümlerinde herhangi bir farklılık görülmüyor. Bu çalışma bize karın yağlarından kurtulmak için karın egzersizi yapmanın tamamen gereksiz olduğunu gösteriyor.

Verilerine tam olarak erişemediğim ama harika örnek oluşturacak bir çalışma daha var. California üniversitesi (Irvine) tenis oyuncuları arasında bir araştırma yapılıyor.

Araştırmada tenis oyuncularının raket kullandığı kolları ile kullanmadıkları kollarının yağ oranları sorgulanıyor. Sonuç iki kol arasında yağ oranı açısından hiçbir fark olmaması!

Uzun süre aşırı çalıştırılan raket kullanılan kol ve kullanılmayan kol arasında yağ oranı açısından hiçbir fark olmaması oldukça aşikar bir sonuç ortaya koyuyor. Bölgesel yağ yakımı yok!

Güzel bir sorunuz var biliyorum. Neden bazı bölgelerdeki yağlar daha hızlı erirken bazı bölgeler daha zor? Sorunuzun her zamanki gibi bir cevabı var.

İnatçı yağlar: Nedir?

Birçok kadın ve sporcu inatçı yağları yakmak için bölgesel yağ yakımı efsanelerine inanıyor. Peki inatçı yağlar neden bu kadar “inatçı?

Soru komik gelebilir ama bu konuyla ilgili birçok araştırma var. Bu araştırmalar belli bölgelerdeki yağların neden “inatçı” oldukları hakkında birçok farklı mekanizma sunuyor. Bu mekanizmalardan sadece bazılarına değineceğim.

Öncelikle inatçı yağların cinsiyet ve genetik olarak kontrol edildiğini bilmenizi istiyorum. Bunun sebebi katekolamin duyarlılığı olabilir. Çünkü yağ yakmak için verilen uyarılardan biri olan katekolaminler, kan dolaşımına salındıktan sonra yağ hücrelerinin reseptörlerine tutunur ve parçalanma sinyali verir. İnatçı olarak tabir edilen bölgesel yağlarda ise bu reseptörler az olarak bulunmakta.

Görsel obezite genetik ilişkisine güzel bir örnek. Obez tek yumurta ikizleri. Vücut tiplerinin benzerliğine dikkat. pic.twitter.com/CGmIkcpnjy

— Dr. İ. Can Çiftçi (@FitEkran) 7 Eylül 2016

Ayrıca tüm dokuların kanlanması aynı olmadığı için bazı bölgelerde daha az kan dolaşımı ile daha kötü yağ yakımı görülmesi muhtemel. Soğuk havalarda -eğer varsa- göbeğinizin ciddi derecede soğuk olduğunu hissedebilirsiniz. Bu kan dolaşımının kötü olduğunu gösteren oldukça basit ve mantıklı bir yol.

Peki gerçekten inatçı yağlardan bölgesel yağ yakımı yöntemleri ile kurtulamaz mısınız?

Cevabım kesinlikle hayır. Bölgesel yağ yakımının tamamen bir efsane olduğunu yukarıda açıkladım. Ama bazı yöntemler hızlanmış yağ yakımı sürecinde normal dokulardan daha az küçülen (yukarıda açıkladığım sebeplerden zorlu olan) inatçı bölgesel yağ yakımına yardım edebilir. Diğer bir yardımcı yöntem ise fazla yağlı bölgeyi daha sıkı göstermek.

Daha sıkı bir görünüm minimalde olsa ince görünmenize yardım edebilir.

Bu durum kesinlikle bölgesel yağ yakımı efsanesini doğrulamıyor. Bu sebeple birazdan bahsi geçecek hususlar öneriden öteye gitmemektedir.

Kas tonusunu arttırmak aslında oldukça önemli bir yöntem. Yukarıda bahsettiğim gibi daha sıkı kaslar sizi daha ince gösterebilir. Bu konuda fitness egzersizlerini önermekle beraber daha çok dayanıklılık esaslı (çok tekrarlı egzersizleri) çalışmaları tavsiye edeceğim.

Tekrar sayıları ile ilgili kaç tekrar yapmalısınız? adlı yazımı okuyarak konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Lokal değişiklikler yapmak özellikle inatçı yağlar ile ilgili değişim yaratacak bir diğer tavsiye. Lokal değişikliklerden kastım ise mantık olarak kan dolaşımını hızlandırmak. Burada bir yanlış anlaşılmayı önlemek istiyorum.

Hızlanan kan dolaşımı hedef bölgedeki yağ yakımını hızlandırmıyor. Bölgedeki yağların mevcut yağ yakım sinyalini daha kolay uygulamasını sağlıyor. Zira inatçı yağların bu kadar “inatçı” olmasının sebebi yağ yakım sinyaline yeterli cevabı verememesi.

Kan akımını arttırmak için iki önemli, etkili ve basit yöntem var. Bunlardan ilki sıcaklık değişimi.

Sıcaklık değişimini yöntemini öncelikle iki dakika soğuk ardından beş dakika sıcak uygulama yaparak kullanabilirsiniz. Mevcut birçok güzellik merkezinde “… lipoliz” şeklinde isimlendirilen yöntemlerin tamamı lokal değişiklikler ile kan akışını arttırmak.

İkinci etkili yöntem ise masaj. Doğru yapılan masaj sorunlu bölge üzerindeki kan akımını hızlandıracak ve kılcal damarları daha aktif hale getirecektir.

Tekrardan belirtmek istiyorum zira bir yanlış anlaşılma konunun bu bölümünde sizi yanlış yönlendirecektir. Yukarıda bahsettiğim iki yöntem bölgesel zayıflama yöntemi değildir.

Amaç sadece yağ yakımının zor olduğu bölgelerin; mevcut yağ yakım tepkisini, diğer vücut bölümleri gibi gerçekleştirmesini sağlamak.

Sonuç olarak; bölgesel zayıflama kavramı, araştırmalar ile kanıtlanmış bir şekilde sadece bir söylentidir. Bölgesel zayıflayamazsınız! Eğer fazlalıklarınızdan şikayetçiyseniz iyi bir beslenme ve egzersiz temposu ile istediğiniz sonuca ulaşabilirsiniz.

Bu konuyla ilgili spor yapmak istiyorum ve kilo vermek istiyorum isimli iki rehberim var. İncelemenizi tavsiye ederim.

Fazlalıklarınız olmadan, vücudunuz ile barışık günlere!