Protein alımına dikkat eden birçok sporcu için tavuk eti harika bir kaynak. Fiyatı makul, kolay elde edilebilir ve lezzetli. Bu avantajlarla beraber insanların aklına sık takılan bir husus var. Konu hakkında çok soru almakla beraber artık takipçilerimin merakını gidermem gerekiyor.
Konumuz tavuklarda antibiyotik, hormon ve diğer bileşenlerin insan sağlığına etkisi.
Bu yazıda tavuk yemek zararlı mı? sorusundan, bu bileşenlerin insan bedenine ve sağlığına etkisine kadar birçok konuya değinecek, soruları cevaplayacağım.
Hazırsanız başlıyoruz.
Sanayi tipi tavuk: Nasıl büyür?
Aslında ilk değinmem gereken şey markette gördüğünüz “seri üretim” tavukların nasıl büyütüldüğü. Çünkü nasıl büyütüldüğünü bilmeden yorum yapmak imkansız.
Öncelikle firmalar civciv alıyorlar. Civcivler çoğu zaman daha iyi büyüme için hızlı büyüyen ırkların çaprazlanması ile oluşmuş genetik yapıya sahip. Bu civcivler büyük, havasız ve dar besi yerlerine doluşturuluyor. Eğer besi (yani eti) için besleniyorsa mümkün olduğunca az hareket etmesi tavuğun daha hızlı büyümesi için şart. Bu sebeple kapasitenin tamamını tavukla doldurmak ve hayvanlara hareket edecek yer bırakmamak gerekiyor.
Bu dönemde tavukların beslenmesi düzenleniyor. Ot, böcek gibi tavukların doğal diyetinde olan hiçbir besin bu besi yerlerine giremiyor. Sadece özel hazırlanmış bol kalorili besinler tüketim için tavukların tüketimine sunuluyor.
Ardından antibiyotik kullanımı devreye giriyor. O kadar fazla hayvanın bir anda hasta olmasını istemeyen üreticiler antibiyotik kullanımına başladıktan sonra tavukların daha hızlı büyüdüğünü görmesiyle beraber tavuklara antibiyotik kullanma alışkanlığı daha da pekişiyor.
Tavuklarda antibiyotik kullanımı
Evet tavuklarda antibiyotik kullanılıyor. Bunun sebebi aslında bulaşıcı hastalıklar değil. Zira bulaşıcı hastalıklar için çok minimal antibiyotik kullanımı bile yeterli olacaktır. Ama eğer tavuklarınızı erken büyütmek istiyorsanız onların bağırsak florasını yok etmelisiniz.
İnsanda olduğu gibi tavuklarda da bağırsak florasının zarar görmesi onların hızlı kilo almasına ve gelişmesine sebep olur. Bu durumu oluşturmak için onlara yoğun antibiyotik vererek hormonal sistemini bozmanız yeterli.
İpin ucu o kadar fazla kaçmış ki dünyada kullanılan antibiyotiklerin yaklaşık %80’i hayvanlara veriliyor.
Tavukların büyüme grafiğini görüyorsunuz. Geçmişte 56 günde bir kilogram bile olamayan tavuklar artık aynı sürede dört kiloyu aşıyor. Garip ve vahşice değil mi?
Tavuklar o kadar hızlı büyüyor ki çoğu zaman iskelet sistemi bu büyümeye uyum sağlayamıyor ve kemik kırıkları oluşuyor. Sonuç olarak 10-15 yıl ömrü olan bu güzel hayvanlar yaklaşık iki aylıkken kesiliyor ve sofranıza geliyor.
Burada tavukların nasıl bir vahşete maruz kaldığından bahsetmeyeceğim. Ama onlara dünya üzerinde bir cehennem hazırladıkları kesin.
Sanayi tipi tavukçuluk özetle böyle. Peki bu durumun sağlığınıza etkisi nasıl? Gelin inceleyelim.
Tavuk tüketimi ve sağlık üzerine etkisi
Tüm bu kötü şartlara rağmen üretilen tavukların sağlığınıza ani bir etkisi yok. Yani tavuk tükettiğiniz anda sonuçlar ile karşılaşmıyorsunuz. Durum böyle olunca insanlar zararları görmezden geliyor.
Ama uzun vadeli etkiler o kadar küçümsenecek halde değil.
Etkileri sebepler ile sıralayacak olursam en kötüleri şu şekilde karşımıza çıkıyor:
Antibiyotik: Tavuklarda kullanılan antibiyotik hem bakterilerin direnç oluşturmasına hemde insan bedenine geçen antibiyotiklerin faydalı bakterilere zarar vermesi ile etkilerini gösteriyor. Bu durum sadece faydalı bakterilere değil hormonal düzeninize de zarar verir.
Küçük yaşta ergenliğe giren kızları görmeye artık alıştık. Sebebin bir parçasını artık biliyorsunuz.
Hormon: Hormonlar tavuklar üzerinde kullanım için oldukça pahalı. Bu sebeple şuan için hormon kullanılmıyor (neyse ki).
Arsenik: İnsan bedeni için oldukça toksik bir madde olan arsenik nörolojik hastalıklardan kansere kadar birçok probleme yol açabilir. Ayrıca bir ağır metal olması onun atılamadığı ve sürekli olarak bedeninizde biriktiği anlamına geliyor.
Tavuklarda daha fazla beslenme isteği oluşturduğu ve daha iyi kilo alımı sağladığı düşünülen arsenik yurt dışında sandığınızdan daha fazla kullanılıyor. Ülkemizde bu tip bir veriye rastlamadım. Bahsedilen arsenik içeren ilacın ülkemizde ruhsatlı olmadığı yönündeki veriler ise sadece sözlü. Ayrıca bu tip bir açıklamayı son olarak Çernobil felaketi sonrası çaylarda “radyasyon yok” şeklinde duymuştuk. Bu sebeple bana güven vermiyor.
Bunlarla beraber tavuk yetiştiriciliğinde kullanılan birçok farklı ve gizemli bileşen var. Özellikle ülkemizde bu durum tam olarak kontrol altında değil. Bu sebeple tam olarak ne yediğinizi analiz etmem mümkün değil.
Sonuç olarak bu kadar fazla kötü bileşenin vücudunuza zarar vereceği bir gerçek. Peki nasıl korunacağız?
Tavuk yemek zararlı mı? Nasıl korunacağız?
Yukarıda bahsettiğim etkiler gerçek. Aslında bu basit olarak tavuk tüketmenin zararlı olabileceğini bizlere gösteriyor. Bakın sadece olasılıktan bahsediyorum. Çünkü kanıtlanmış bir etki yok. Ama sağlık olasılıklar üzerine kurulabilecek kadar ucuz bir şey değil ve her riski değerlendirmelisiniz.
Fast food ile sanayi tipi tavukçuluk neredeyse kardeş haline geldi. Bunun sebebi ucuz eti sağlayan bir sanayi ve onu insanlara görece “lezzetli” halde satan bir sektör. Bu sebeple hazır tavuktan korkuyorsanız fast food size göre değil demektir.
Özellikle riskler bu kadar büyük ve aleni bir hale geldiyse işler daha da kötü bir hale geliyor demektir.
Ama ortada büyük bir sorun var. Kaliteli protein tüketimi için kaynaklar çok sınırlı ve birçok kişi (özellikle sporcular) tavuk tüketimine ihtiyaç duyuyor. Kırmızı et fiyatları ülkemizde çok pahalı ve herkes et alamayabiliyor. Bu durumda beyaz et tek çözüm haline geliyor.
Zarar görmeden beyaz et tüketimi ise birkaç püf noktaya bağlı. Doğal ve kaliteli tavuk eti bulmak için yaptıklarımı aşağıda sıraladım.
- Sanayi tipi tavukları almıyorum. Her şehirde köy pazarı var. Köy pazarlarında bulunan tavuklar çoğu zaman çiftçiler tarafından üretilmiş, işlem görmemiş oluyor. Daha iyisi ise tavuğu canlı görüp taze olarak kestirmek.
- Daha az işlem gören hindi beyaz et için tercih edilebilir. Çoğu zaman hindi büyüme süreci daha uzun ve karsız. Bu sebeple sanayi tipi üretime uygun değil ve büyük firmalar işe dahil olmuyor.
- Küçük boyutlu tavuk alıyorum. Genel olarak seri üretim yapan firmalar tavukları tam büyüklüğe erişmeden kesmez. Küçük tavukların bu sebeple işlem görme olasılığı daha düşük.
Aslında biraz zaman harcayarak neredeyse Türkiye’nin her yerinde doğal yada doğala yakın tavuk bulmak mümkün. Eğer böyle bir imkanınız yoksa diğer et türlerinden esansiyel aminoasitleri karşılamaya, kalan protein ihtiyacınızı ise tahıl ve sebzelerden karşılamaya gayret göstermelisiniz.
Sonuç olarak tavuk tüketimi -özellikle seri üretim bir tavuk ise- zararlı olabilir. Evet bunu gayet iyi bildiğinizi biliyorum. Ama tekrar hatırlatmak ve bu olayı doğrulama motivasyonu ile yazıyı yazıyorum. Doğru seçimi yapmak ve biraz gayret göstererek sağlıklı ortamlarda yetiştirilmiş tavukları tercih etmek sizin elinizde.