Tiroid hastalıklarının ciddi bir bölümü (graves ve haşimato hastalığı dahil) otoimmün yani bağışıklık sistemi ile alakalı.
Yani savunma hücreleriniz ya tiroid dokusuna saldırıyor ya da onun daha fazla çalışmasına sebep oluyor. Her iki durum da can sıkıcı ve hastaların uzun süre hatta hayat boyu tedavi görmesine sebep oluyor.
Peki hekimler olarak biz ne yapıyoruz?
Genel tedavi süreci çok net. Ya ciddi yan etkilere sahip ilaçlar ya da cerrahi bir müdahale ile tiroid hastalığı baskılanıyor. Tabi ki bu durum çok mantıklı görünmüyor.
Benim serüvenim ise çölyak (glutene karşı oluşan bağışıklık tepkisi ile ilerleyen) hastalarında tiroid hastalıklarının sık görülmesini okumam ile başladı. Bu bağlantıyı fark eden birçok hekim -aynı benim gibi- benzer bir soru sordu.
Otoimmün tiroid hastalığı ile glutenli beslenmenin arasındaki bağlantı ne?
Cevap çok basit, gluten ve bağışıklık sistemi!
Bu yazıda otoimmün tiroid hastalıkları ile gluten içerikli beslenmenin bağlantısını görecek, tedavi sürecinde kullanabileceğiniz beslenme şeklini öğreneceksiniz.
Otoimmün tiroid ve gluten tüketimi
Önce gluten ile ilgili biraz ayrıntı vermek istiyorum. Gluten içerisinde “gliadin” adı verilen bir protein içerir. Gliadin ise yapısı gereği sindirim sistemine girdiği zaman birçok insanda bağışıklık sistemini uyarır.
Yani bedeniniz “bu düşman, saldırmam ve onu etkisiz hale getirmem gerek” şeklinde düşünür. Bu tepki gluteni tanıyan bir yapı oluşturur. Ben bu yapıyı anahtar ve kilit modeline çok benzetiyorum.
Gluten kilit ve gluteni tanıyan bağışıklık sistemi elemanları ise anahtar.
Diğer bir boyut ise bağışıklık sisteminin yan etkisi ile alakalı. Çünkü bağışıklık sistemi o kadar mükemmel değil. Bazen karşışıklık çıkabiliyor ve bambaşka bir dokuya tutunabiliyor.
Bu noktada size kaderin cilvesinden bahsetmek istiyorum.
Ne yazık ki gluten ile tiroid hücrelerinin hücre zar yapısı birbirine benziyor. Yani gluten için programlanmış bağışıklık hücreleri gluten ile tiroid hücrelerini karıştırıyor.
Bu durum glutene karşı oluşan bağışıklık hücrelerinin tiroid hücrelerine saldırması ve parçalaması anlamına geliyor.
Bu sebeple gluten hassasiyeti olan kişilerde otoimmün tiroid hastalıkları (haşimato ve graves) sık görülüyor (1, 2).
Gluten tüketimi ayrıca bağırsaklarınızda besin emiliminden sorumlu hücrelerin arasındaki “süzgeç” benzeri yapıyı bozar.
Sonuç olarak normalde kana geçemeyen gluten bozulan “süzgeç” yapıdan sızar. Kana geçen gluten daha fazla ve şiddetli bağışıklık cevabı ortaya çıkmasına neden olur.
Ayrıca gluten tüketimi eğer hassasiyet varsa besin emilimini engeller. Mineral eksikliği -özellikle iyot ve magnezyum– otoimmün tiroid hastalığı riskini arttırır.
Gluten hassasiyeti sıklığı
Çölyak hastalığını bildiğinize eminim. Glutene karşı oluşan aşırı hassasiyet ile bedeninizin kendi bağırsak duvarına zarar vermesi ile ilerleyen bir hastalık kendisi.
Birçok insan çölyak hastalığı harici gluten hassasiyeti olmadığını düşünüyor. Yani eğer çölyak hastasıysanız glutene alerjiniz var, yoksa tamamen gluten sizin dostunuz.
Ama hayır, üzgünüm.
Gluten hassasiyeti toplumda çok sık görülen bir durum. Ayrıca belirtileri çok basit ve hafif olduğu için ne kadar sık olduğunu bilmiyoruz. Ama tahminim toplumun çeyreğine yakınının bir şekilde gluten hassasiyeti yaşadığı yönünde.
Nedir bu hassasiyet?
Gluten hassasiyeti ciddi bulgu vermeyen, basit şikayetler ile ilerleyen ama çölyak gibi bağışıklık sistemini harekete geçiren bir durum. Dolayısıyla gluten hassasiyeti de otoimmün tiroid hastalığı oluşturmak için yeterli.
Otoimmün tiroid hastalarına ne öneriyorum?
Buraya kadar aslında gluten tüketiminin otoimmün yani bağışıklık sebepli tiroid hastalıklarına (özellikle haşimato ve graves) sebep olabileceğini ve durumu kötüleştirebileceğini gördünüz.
Artık önerilere geçmek istiyorum.
Gluteni azaltmayın, kesin! Düşük miktarlarda tüketilen glutenli besinler bile bağışıklık sistemini uyarır. Dolayısıyla tamamen glutensiz beslenmeniz gerekiyor.
Glutensiz beslenmeye başlamak için gluten içermeyen besinler adlı yazımı inceleyebilirsiniz.
Ayrıca üzülerek söylemek istiyorum ki glutensiz beslenmenin etkilerini görebilmek için en az üç ay uygulamak gerekiyor. Çünkü araştırmalar gluten tüketiminden sonra bağışıklık sistemi uyarılarının uzun süre devam ettiğini gösteriyor (3).
Kazein tüketimini kısıtlayın**.** Kazein süt içerisinde bulunan bir protein. Bu tip protein de bazı kişilerde -aynı gluten gibi- bağışıklık sistemi yanıtı oluşturabilir.
Yine bu yanıtın otoimmün tiroid hastalıklarına sebep olabileceği düşünülüyor. Dolayısıyla gluten ile beraber kazeini yani süt ürünlerini azaltmak oldukça önemli.
Bu kısıtlamayı özellikle glutensiz beslenmeye cevap vermeyen tiroid hastalıklarında uygulamak gerekiyor.
Bağırsak geçirgenliğini düzenleyin. Yazının geri kalan bölümlerinde geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) sebebiyle kana çok daha fazla karışan yabancı proteinlerden bahsettim. Bu proteinler bağışıklık yanıtını bozan ana etken.
Dolayısıyla bağırsak geçirgenliğini düzenlemek oldukça önemli. Bu noktada gluten, kazein ve lektin tüketimini azaltmak, probiyotik ve L-glutamin takviyesi almak oldukça önemli.
Diğer birçok ayrıntı için leaky gut rehberine bakabilirsiniz.
Ayrıca otoimmün tiroid hastalıkları ile ilgili merak ettiğiniz diğer herşeyi benimle yorumlar aracılığı ile paylaşabilirsiniz.